GENEL CERRAHİ UZMANI-ENDOSKOPİST

GUATR

 

GUATR NEDİR?

Tiroit bezinin kanserleri ve iltihapları dışındaki büyümelerine guatr denir.

 

Guatr oluşumunda çeşitli faktöler etkili olmakla beraber en önemli neden İyodun yetersiz alınımı veya eksikliğidir. Bunun yanında ırsi, çevresel, bireysel faktörlerde guatr oluşumunda etkendir. Yapılan araştırmalarda hastaların İyodu ¼ oranda diğer bireylerden daha az kullanıldığını tespit etmişlerdir. Günümüzde besinlere iyod ilavesi yeterli oranda yapıldığından artık eskisi kadar yetersiz alım azalmıştır. Tiroit hastalıkları bilinenden daha yaygındır ve birçok bireyi etkilemektedir. Genel olarak guatr adı altında bilinen bu hastalıklar çok çeşitlidir ve bugün için çoğunun tedavisi mümkündür.

 ANATOMİSİ

Tiroid bezi boynun ön tarafında, nefes borusunun hemen önünde yer alan bir iç salgı bezidir. Sağda ve solda yerleşmiş olan iki lobdan ve ortada bunları birleştiren ve istmus adı verilen bir kısımdan oluşur. Yaklaşık olarak 15-20 g ağırlığındadır. Tiroid bezi çok iyi kanlanan bir organdır. Boyutuna göre kanlanması oldukça fazladır.

Cerrahi anatomisini çok iyi öğrenmek gerekir. Ses telleri ve vücudun kalsiyum dengesini düzenleyen paratiroid bezlerle olan komşuluğu operasyon sırasında özellikle dikkat edilmesi gereken konulardır.

Tiroit, ilk defa rönesans devrinde Leonardo da Vinci’nin orijinal çizimlerinde gösterilmiştir. Buna göre; boyunda, soluk borusunun (trakea) her iki yanında iki ayrı salgı bezi olduğu kabul edilmiştir. Daha sonraları bu iki parçanın çoğu kez istmus adı verilen bir bölümle birleşmiş ve kelebeğe benzeyen tek bir bez olduğu anlaşılmıştır. Önden bakıldığında tiroidin yeri şu şekilde belirlenebilir: Boyunda çene altında yer alan ve erkeklerde daha belirgin bir şekilde görülen kıkırdaktan oluşan çıkıntının (adem elması) hemen altındaki bölgede bulunur ve yutkunmakla hareket eder. Normal büyüklükteki bir tiroit zayıf kişiler hariç çoğu kez elle hissedilemez.

 

TİROİD BEZİ HORMONLARI

Ürettiği bazı kimyasal maddeleri bir kanal ya da kan yoluyla başka bölgelere gönderebilen organ olarak tanımlanabilir. Örneğin tükürük bezleri ürettiği tükürüğü bir kanal aracılığıyla ağız boşluğuna akıtır ve tükürük içindeki bazı kimyasal maddeler hem gıdaların sindirimini başlatır hem de ağzın ıslak kalmasını sağlar. Bunlara dış salgı bezi denir. Tiroit gibi salgı bezleri ise ürettiği kimyasal maddeleri kan yoluyla vücudun diğer bölgelerine göndererek çeşitli işlevlerin ortaya çıkmasına neden olur. Bunlara ise iç salgı bezi denir. Tiroit gibi salgı bezlerinin ürettiği kimyasal maddelere ise genellikle hormon adı verilir.

Büyüme, gelişme ve çeşitli metabolik olaylar için gerekli olan tiroid hormonları tiroid bezi tarafından sentezlenir, depolanır ve salgılanır. Tiroid hormonları tiroksin (T4) ve triiyodotironinin (T3) fazla salgılanmaları metabolizma hızını artırırken, salgılanmalarının azalması metabolizma hızını yavaşlatacaktır. Tiroid hormonlarının salgılanmasında hipofizden salınan tiroid stimulan hormon (TSH) ve hipotalamustan salgılanan tirotiropin releasing hormon (TRH) da önemli rol oynarlar. Bu hormonların arasında çok hassas denge mekanizmaları söz konusudur.

Tiroid hormonlarının yapısındaki en önemli madde iyottur. İyot besinlerle alındıktan sonra tiroid bezinde çeşitli mekanizmalarla tiroid hormonlarının yapı taşını oluşturur. İyot metabolizmasındaki değişiklikler tiroid bezi fonksiyonunda bozulmaya neden olabilirler.

 

T3 ve T4, tiroidin tiroksin isimli hormonunun kanda bulunan şeklidir. Bu hormonların “serbest” ve “bağlı” (total) şekilleri vardır. Tanı amaçlı olarak genellikle Serbest T3 ve Serbest T4 hormonunu ölçüyoruz. Daha seyrek olarak Total T3 ve Total T4 hormonuna da ihtiyaç duyabiliyoruz. Zehirli guatr’da bu hormonlar yükselir.

 

Beynimizde bulunan hipofiz isimli hormon organından salgılanan ve tek görevi tiroid bezesini “çalışmaya, üretmeye ve büyümeye” teşvik etmek olan bir hormondur. Tiroid bezesi yetersiz hormon salgıladığı hipotirodizm (tiroid hormon yetmezliği) hastalığında TSH yükselir; tiroid bezesinin aşırı çalışıp gereğinden fazla hormon ürettiği zehirli guatr hastalığında bu hormonumuz normalin çok altına düşer (baskılanır).

 TİROİD HASTALIKLARI

Tiroid bezi hastalıklarını değerlendirilirken 2 noktaya dikkat edilir:

  • 1. Tiroid bezinin fonksiyonlarında bir değişiklik var mı?
  • a. Tiroid hormon salgılanması azalmış mı? – hipotiroidizm
  • b. Tiroid hormon salgılanması artmış mı? – hipertiroidizm (zehirli guatr)
  • c. Tiroid hormon salgılanması normal mi? - ötiroidizm
  •  
  • 2. Tiroid bezinde yapısal bir değişiklik var mı?
  • a. Basit guatr (tiroid bezinin boyutunda genel bir artış)
  • b. Guatr ve nodüller (multinodüler guatr)
  • c. Tek bir tiroid nodülü gibi.

Aslında bu iki problemi çoğu zaman birbirinden net olarak ayırmak mümkün olmaz ve hastaların büyük kısmında beraber bulunurlar.


TİROİD BEZİNİN FAZLA ÇALIŞMASINDA; 

  • İştah artışına rağmen kilo kaybı
  • Sinirlilik, acelecilik, çabuk yorulma
  • Terleme, sıcağa tahammülsüzlük
  • Çarpıntı, yüksek kan basıncı
  • İshal veya sık dışkılama
  • Ağız kuruluğu, çok su içme, sık idrara çıkma, gece idrara çıkma
  • Kas güçsüzlüğü, ellerde titreme
  • Bakışlarda şaşkınlık veya korku ifadesi. Göz kapağının yukarıya doğru gerilmesi ve göz kapağında şişme. Göz kürelerinin öne doğru belirmesi. Gözü oynatan kasların tutulmasına bağlı olarak yukarı ve dış üst yana bakışta zorluk.
  • Libido Değişiklikleri
  • Saçlarda kırılma dökülme
  • Guatr


 TİROİD BEZİNİN AZ ÇALIŞMASINDA;

  • Halsizlik, çabuk yorulma, hareketlerde yavaşlama
  • Kalp atışlarının yavaşlaması
  • Uyku eğiliminin artması
  • Soğuğa dayanıksızlık
  • Ses kalınlaşması, yavaş ve kısık sesle konuşma
  • Deride kalınlaşma, kuruluk, saç dökülmesi, kaşların kenarlardan dökülmesi
  • Kabızlık
  • Terleme azlığı
  • Yüzde ve gözkapaklarında şişkinlik
  • Apatik Görünüm
  • Guatr

     HİPERTİROİDİ YAPABİLECEK DURUMLAR;
  • Otoimmün bozukluklar (Basedow-Graves hastalığı)
  • Otonom toksik adenom (Plummer hastalığı, toksik nodüler guatr)
  • Aşırı iyot alınması
  • Aşırı tiroid hormonu alınması
  • Erken dönemdeki tiroiditler

    HİPOTİROİDİ YAPABİLECEK DURUMLAR;

  • Otoimmün bozukluklar (Hashimoto tiroiditi)
  • Tiroid bezinin ameliyatla alınması
  • Radyoaktif iyot tedavisi
  • İyot eksikliği
  • Hipotalamo-hipofizer yetersizlik sonucu TRF veya TSH hormonları eksikliği (sekonder hipotiroidizm örn. Sheehan sendromu



 

  • Tiroid bezinin homojen olarak büyümesine diffüz guatr (endemik guatr) adı verilir.
  • Nedeni iyot eksikliğidir.
  • Gebelik,emzirme,büyüme çağı gibi metobalizmanın arttığı durumlarda görülen guatra fizyolojik goitre denir.
  • Yaşanılan bölgedeki içme suları ve yiyeceklerde yeterli miktarda iyot bulunmaması sonucunda tiroid bezinde yeteri kadar hormon sentezlenemez ve bunu kompanze etmek amacıyla tiroid bezi büyür.
  • Tehlikeli bir durum değildir.
  • Diyete iyot eklenerek ve gerekirse dışardan tiroid hormonu verilerek tedavi edilir.


 

Basit guatr da zamanla nodüller gelişebilir.

Thyroid nodülleri kistik (içi sıvı) ve solid (içi dokudan sert)olmak üzere iki çeşittir.Aynı hastada her iki tip nodül birlikte de görülebilir.Kistik nodüllerde kansere dönüşüm daha azken,solid nodüllerde daha fazladır.



  • Tiroid bezinin heterojen bir şekilde büyümesine yani hem boyutunun artması hem de içinde çok sayıda nodüllerin geliştiği tabloya multinodüler guatr adı verilir.
  • En sık görülen tiroid bezi hastalıklarından biridir.
  • Sıklıkla tiroid bezi fonksiyonları bozulmamıştır (hastalar ötiroidlerdir).
  • Aşağıdaki hallerde ameliyat önerilir:
  • 1. Çevredeki önemli yapılara (nefes borusu, yemek borusu, ses telleri, vb.) bası yaparak şikayetlere neden oluyorsa
  • 2. Kanser şüphesi varsa
  • 3. Hipertiroidizm (zehirli guatr) eşlik ediyorsa
  • 4. Kozmetik nedenler

 

Guatr için ameliyat edilmiş hastaların bir kısmında çok çeşitli nedenlere bağlı olarak guatrın yeniden oluşma ihtimali vardır. Guatrı yeniden oluşan hastaların guatrına dişi guatr adı verilmiştir. Bu adlandırmanın nereden kaynaklandığını söylemek güçtür. Muhtemelen halk arasında ortaya çıkan bir adlandırmadır. Ancak ameliyattan bir müddet sonra guatrı tekrarlayan bazı hastalar, hekimleri tarafından ”senin guatrın dişi imiş onun için büyümüş” dediğini belirtmektedirler. Her ne şekilde ortaya çıkarsa çıksın bu deyimin bilimsel açıdan doğru olmadığı bir gerçektir.

 TEK NODÜL

  • Tiroid bezinde büyüme olmaksızın veya minimal büyüme ile birlikte tek bir nodül saptandığında bu nodülün çapı, yapısı ve fonksiyonunun iyi değerlendirilmesi gerekir.
  • Tek, solid ve soğuk (hipoaktif) nodüllerin kanser içerme riski %5-20 arasında değişir.
  • Çapı 2-2.5 cm’yi aşan bu tip nodüllerde cerrahi tedavi önerilir.
  • Eğer tek nodül sıcak (hiperaktif) ise toksik adenom adını alır. Bunlar büyük oranda iyi huylu adenomlardır ve hastada zehirli guatra ait şikayetler mevcuttur. Öncelikle antitiroid ilaçlar ile tablo kontrol altına alınmaya çalışılır; daha sonra ise cerrahi tedavi veya radyoaktif iyot tedavisi gerekecektir.

 

Troid nodülü olan hastalarda hormon düzeyleri düşükse metabolizmayı normal düzeye getirebilmek için ağız yoluyla troid hormonları verilmelidir.Hormon düzeyi normal olan olgularda troid hormonu verilmesi nodülleri ortadan kaldırmaz.

 TİROİDİT

TİROİDİT, genelde tiroidin iltihabi hastalıklarına verilen isim olarak kabul edilebilir.

Tiroid kanlanması fazla olduğundan mikroorganizmalara bağlı tiroidit az görülür.Bakterilerle oluşan bi tiroidite Akut tiroidit olarak adlandırılır.Bu durumda tiroide uyan bölgede şişlik, ağrı, kızarıklık vardır ve hastalarda ateş yükselmesi gibi genel belirtilere yol açar. Çoğunlukla tanısı kolay konur ve tedavide fazla zorluk yaşanmaz.

Diğer bir tiroidit şekli biraz önce değinilen subakut tiroidittir. Bunun ağrılı , ağrısız ve doğum sonu devrede annede gelişen 3 ayrı tipi vardır. Ağrılı tiroiditin nedeni tam olarak bilinmemekle beraber gribal bir enfeksiyon sonucu ortaya çıkabildiği ileri sürülmektedir. Aniden tiroitte büyüme ve boyunda ağrı ile kendini gösterir. Sıklıkla devreler halinde seyreder. Önce hastada tiroidin fazla çalışmasına ait bulgular vardır. Daha sonra iltihabi durumun gerilemeye başlamasıyla tiroit az çalışır hale gelebilir.

Son devrede ise tiroidin kendi kendini onarması sonucu normal fonksiyon kazanır. Her hastada bu evrelerin aynı sırada seyretmesi beklenmez ve çok az bir hasta grubunda tiroit az çalışan tiroit olarak ( hipotiroidizm ) kalabilir. Doğum sonrası annede görülen tipte ( postpartum tiroidit ) vücudun kendine karşı yarattığı bağışıklığın (otoimmünite) devreye girmesi sorumludur. Ağrısız tiroiditte de buna benzer mekanizmanın sorumlu olduğu kabul edilir. Bu iki grubun seyri ağrılı tiroidite benzer. Dikkatli bir öykü alınması ve iyi bir muayene ile tanı konması çoğu kez kolaydır ve tanı bazı laboratuar incelemeleriyle desteklenir.

En sık görülen tiroidit Hashhimota (Lenfositi)tiroidittir.Sebebi belli olmayıp vücudun kendi kendine (otoümmün)oluşturduğu tiroidit şeklidir.Genellikle orta yaşlarda ve bayanlarda daha çok görülür.Muayenede troid bezi lastik kıvamında ele gelip zamanla üzerinde nodüller gelişebilir.Tiroit hormonları normal olmayıp zaman zaman az,normal veya fazla olarak salgılanabilmektedir.Bu tip troiditlerde kanserleşme görülebilir.

 

Biraz önce de değinildiği gibi tiroitte varolan bir nodülün içine kanama olduğunda benzer bulgular ortaya çıkar ancak kanama ile tiroiditin ayrımı çoğu zaman kolaydır.

 GRAVES

  • Otoimmün (vücudun kendi hücrelerine karşı bilinmeyen nedenle reaksiyon göstermesi) nedenli ve hipertiroidizm (zehirli guatr) ile seyreden bir hastalıktır.
  • Tiroid bezi diffüz olarak büyümüştür.
  • Tiroid hormonlarındaki artışa bağlı olarak şikayetler ve bulgular vardır.
  • Bu hastalığa spesifik olarak göz kürelerinin dışarıya doğru çıkık olması (ekzoftalmi) görülebilir.
  • Hastalar öncelikli olarak antitiroid ilaç tedavisi (propisil, vb.) ile ötiroid hale getirilirler ve sıklıkla sonrasında kesin tedavi için cerrahi (total tiroidektomi) veya radyoaktif iyot tedavisi gerekir.
  • Gözlerin ileriye doğru çıkması zehirli guatr’da hastaları ilk ele veren görüntüdür. Bu ileriye çıkış genellikle çift taraflı iken bazen tek taraflı olabilir. Ancak her zehirli guatr hastasında göz bulgusu olmaz.Özellikle nodüllü zehirli guatr hastalarında göz bulgusu sık değildir. Göz bulgusunun şiddetine göre hastada şikayetler olur: uyurken gözlerin kapanmaması, gözlerde kızarıklık, yanma, gözyaşı akıntısı, göz iltihapları görülebilir. Göz bulguları, zehirli guatrın kalıcı olarak tedavisinden (örneğin kapsül tedavisi ile) sonra önemli ölçüde düzelir. Ancak, hangi yöntemle olursa olsun, zehirli guatrın tedavisinden sonra (örneğin ameliyattan sonra dahi) sıklıkla ortaya çıkan tiroid hormon yetmezliği yeterli düzeyde tedavi edilmezse göz bulgular düzelmez ve hatta ilerleyebilir. Göz bulguları olan zehirli guatrlı hastalarda oto-antikorlar genellikle yüksektir.

 TOKSİK MNG

  • Guatr, tiroid bezinde nodüller ve tiroid hormonu salınımında artış (zehirli guatr) ile seyreden bir hastalıktır.
  • Ancak zehirli guatra ait şikayetler ve laboratuvar bulguları Graves hastalığındaki kadar şiddetli değildir.
  • Göz bulgularına rastlanmaz.
  • Tedavi yine antitiroid ilaçlar (propisil, vb.) ile başlar ancak sıklıkla cerrahi tedavi gerekir. Hem zehirli guatrı kontrolu hem de nodüllerin ortadan kaldırılması için cerrahi tedavi öncelikli olarak düşünülür.

TİROİD KANSERİ 

  • Tiroid kanserlerinin %90-95’i folliküler hücrelerden köken alan iyi diferansiye tümörlerdir. Bu gruba papiller, foliküler ve Hürthle hücreli kanserler dahildir. Medüller tiroid kanseri tiroid kanserlerinin %6’sını oluşturur (bunların %20–30’u ailesel MEN Tip 2A ve 2B olgulardır). Anaplastik kanser ise çok agresif bir formudur.
  • Tiroid kanserleri arasında en sık görülen papiller tiroid kanseridir. Prognozu oldukça iyi olan bir kanser tipidir. Özellikle 40 yaşın altında, kadınlarda, çapı 4cm’nin altında olduğunda ve tiroid bezinin dışına taşmamış ise tedaviden elde edilen sonuç çok iyidir (10 yıllık ortalama hayatta kalım %90’ın üzerindedir).
  • Tiroid kanserlerinin tedavisi tiroid bezinin tamamının alınması anlamına gelen total tiroidektomidir. Gerek duyulduğunda boyun lenf nodlarının da çıkartılması gerekir. Sıklıkla cerrahi tedaviden sonra radyoaktif iyot tedavisine ihtiyaç duyulur.

Ameliyat öncesi Ameliyat sonrası

  • TİROİD KANSERİNDE YÜKSEK RİSK
  • 40 yaşın üstündeki erkekler
  • 50 yaşın üstündeki kadınlar
  • Uzak bölgelere yayılma var
  • Tiroidin yanındaki dokulara yayılma var
  • Kanser çapı 5 cm. den büyük

 

  • TİROİD KANSERİNDE DÜŞÜK RİSK
  • 40 yaşın altindaki erkekler
  • 50 yaşin altindaki kadinlar
  • Uzak bölgelere yayılma yok
  • Tiroidin yanındaki dokulara yayılma yok
  • Kanser çapı 5 cm. den küçük

Özellikle genç hastalarda ve kanser çapının 1-1.5 cm.den küçük olması durumlarında uygun bir tedaviyle tam kür elde edilebilmektedir. Diğer bir deyişle bu hastaların tamamına yakını kanserden kurtulabilmektedir.

 TİROİD HASTALIKLARINDA TANI;

  • 1. Öykü alma
  • 2. Tiroid fonksiyon testleri (serbest T3, serbest T4 ve TSH)
  • 3. Diğer laboratuvar tetkikleri (antimikrozomal antikorlar, tiroglobulin)
  • 4. Tiroid ultrasonografisi
  • 5. Tiroid bezi sintigrafisi
  • 6. İnce iğne aspirasyon biyopsisi

Tiroid bezi hastalıklarına ait semptomların bir çoğu non-spesifik yakınmalardır. Guatrı olan hastalarda sıklıkla yutma güçlüğü, nefes almada zorluk ve boğulma hissi gibi semptomlar mevcuttur. Ağrı sık rastlanan bir şikayet değildir. Ses değişikliği anamnezde üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir semptomdur. İyi huylu ya da kötü huylu tiroid bezi hastalığına ait aile öyküsünün olması, önceden radyasyona maruz kalma, guatrın endemik olduğu bölgede yaşama veya guatrojenik ilaç kullanımı gibi bilgilere de anamnez alınırken dikkat etmek gerekir.

Tiroid bezinin muayenesi gözlem ile başlar. Tiroid bezinde büyüme veya tiroid kitlelerinin bir kısmı, yutkunma ile hareket ettikleri için, kolaylıkla ortaya konabilirler. Eğer hastanın zayıf bir boynu yoksa normal tiroid dokusu genellikle ele gelmez. En son boyun lenf bezleri de değerlendirilmelidir.

Her hastada tiroid fonksiyon testlerine bakılmalıdır. Antimikrozomal antikorlar (Graves gibi otoimmün hastalıklarda) ve tiroglobulin düzeyi (tiroid kanseri nedeniyle operasyon sonrası takipte) gibi laboratuvar tetkiklerine daha spesifik durumlarda ihtiyaç duyulur. Tiroid ultrasonografisi tanıda oldukça yararlıdır. Tiroid bezinin boyutunu, yapısını, nodül varsa bunun solid veya kistik olduğunu, çapını değerlendirmemizi sağlar. Nodül çapının takibinde ve bazen iğne biyopsisine kılavuzluk yapması için de kullanılır. Tiroid sintigrafisi özellikle hipertiroidizmde (zehirli guatrda) yararlıdır. Tiroid bezindeki yaygın aktivite artışını veya nodüllerin aktivitesini gösterir.

Bazı durumlarda bilgisayarlı tomografiye de ihtiyaç duyulabilir (nefes alamama veya yutkunma güçlüğü gibi şikayetlerin gerçekten tiroid bezi basısına bağlı olup olmadığını göstermek gibi).

Tiroid nodüllerinin değerlendirilmesinde tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisi %95 gibi yüksek doğruluk oranına sahip olan bir incelemedir. Klinisyen veya ultrasonografi eşliğinde radyolog tarafından yapılabilir. Tiroid nodüllerine yaklaşımda takip veya operasyon kararını vermede oldukça önemli bir aşamadır. İnce iğne biyopsi sonucu şüpheli veya malign (kötü huylu) olduğunda operasyon kaçınılmazdır. Yetersiz sonuç elde edilirse işlem tekrar edilmelidir. Sonuç benign yani iyi huylu bir nodül olduğunu gösteriyorsa ve diğer parametrelerde (nodül boyutu, yapısı,çere dokularla ilişkisi, vb.) şüpheli değilse o zaman operasyon gerekmeden bir süre takip kararı verilebilir.

 TİROİD HASTALIKLARINDA TEDAVİ

Tedavide ilk aşamada,tiroid bezinden salgılanan hormonlarla ilgili bir problem varsa öncelikle bu durumun düzeltilmelidir. Hipotiroidizmi düzeltmek için dışarıdan tiroid hormonu vermek gerekir. Hipotiroidizme neden olan tiroid bezi patolojileri medikal olarak tedavi edilirler. Hipertiroidizm (zehirli guatr) varsa antitiroid ilaçlar ile (propisil,beta-blokürler vb.) hastanın tiroid fonksiyonları normale getirilmeli ve daha sonra gerekiyorsa cerrahi tedavi veya radyoaktif iyot tedavisi planlanmalıdır.Zehirli guatrda ilaçlar en az 4-6 hafta kullanıldıktan sonra tiroid fonksiyonları normale gelir.Bazen ilaçların daha uzun kullanılması da gerekebilir.

Tiroid bezinin cerrahi tedavi gerektiren hastalıkları arasında şu patolojiler sayılabilir:

  • Tek soğuk (hipoaktif-aktivite göstermeyen) tiroid nodülü
  • Multinodüler guatr (Guatr ve çok sayıda nodülün bulunması)
  • Retrosternal guatr (göğüs boşluğuna doğru büyümüş olan – iç guatr)
  • Hipertiroidizm (zehirli guatr) ile seyreden;
  • Graves hastalığı, Toksik multinodüler guatr ,Toksik adenom
  • Tiroid bezi kanserleri (Sıklıkla tiroid bezi fonksiyonları bozulmamıştır)

GUATR'I ÇIKARMA YÖNTEMLERİ

Bu kısımda en çok kullanılan yöntemler tanımlanacaktır.

Tiroidin bir kısmının veya tamamının çıkarılmasına genel olarak tiroidektomi denir. Geride gözle görülür tiroit dokusu kalmamışsa buna total tiroidektomi, Geride 2 gram veya daha az doku kalmışsa totale yakın tiroidektomi adı verilir. Geride daha fazla doku bırakılarak yapılan ameliyata ise subtotal tiroidektomi denir.

 

Sadece tiroid bezinin tek tarafında patoloji olan ve diğer tarafın tamamen normal olduğu iyi huylu tiroid bezi patolojilerinde tek taraflı girişim yeterli olacaktır. Temel prensip hangi tarafta operasyon yapılıyorsa o taraftaki dokunun tamamının çıkartılmasıdır. Tiroid bezi kanserlerinin cerrahi tedavisinde de çoğu zaman total tiroidektomi (tiroid bezinin hepsinin çıkartılması) yapmak gereklidir. Tecrübeli ellerde yapıldığında operasyona bağlı komplikasyonlar (ses tellerinin yaralanması ve vücudun kalsiyum dengesinin sağlanmasında önemli rol alan paratiroid bezlerde olabilecek hasarlanma) %1’in altındadır. Tiroid bezinin hepsinin çıkartılmadığı durumlarda uzun dönemde hastaların %30’unda hastalık tekrar etmektedir (örneğin multinoduler guatrda olduğu gibi) ve 2. cerrahi girişim gerekirse bu işleme ait riskler 8-10 kat daha fazla olmaktadır.

 

Bazı durumlarda boynun yan tarafında yer alan lenf bezlerinin de çıkartılması gerekebilir. Operasyon sonrası kişinin hayatını idame ettirebilmesi için gerekli olan tiroid hormonunu dışardan ilaç olarak vermek gerekir. Bunlar çok güvenli ilaçlardır ve önemli hiçbir yan etkileri yoktur. Hayat boyu uygun doz hesaplanarak güvenle kullanılabilirler.


TİROİD AMELİYATLARI LOKAL ANESTEZİ İLE YAPILABİLİRMİ?
 

Son zamanlarda bazı merkezlerde yeniden gündeme gelmiştir. Ancak genel anestezinin son derecede güvenli olması nedeniyle tekrar lokal anesteziye dönülmesi fikrine çok sıcak bakılmadığı söylenebilir.


TİROİD AMELİYATLARI KAPALI YÖNTEMLE YAPILABİLİRMİ? 

Başta safra kesesi ameliyatı olmak üzere bir çok ameliyatta kullanılan bu yöntem, tiroit için birkaç merkezde deneysel amaçlı olarak kullanılmaktadır. Ancak günümüzde geçerli olan tiroit için klasik yöntemle yapılan açık ameliyatlardır.


AMELİYATTAN SONRA DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR NELERDİR?
 

Kanımca hastaların dikkat etmesi gereken en önemli durum boyun hareketleridir. Hastaların çoğu yara açılır endişesi ile boyunlarını hiç hareket ettirmezler. Aslında bu şekilde davranılması daha sonra boyun ağrılarına yol açabileceği gibi yara cildinin, altındaki kaslara sıkıca yapışmasına ve kötü kozmetik görünüme neden olabilir. Dolayısıyla, zorlanmaması kaydıyla hastaların boyunlarını belli ölçüler içerisinde hareket ettirmelerinde herhangi bir sakınca olmadığı gibi faydalı bile olmaktadır. Ameliyattan birkaç gün sonra yara altında şişlik belirebilir çoğunlukla yara altında zararsız serum birikimi veya boyun dokularında gelişebilecek ödem dediğimiz şişmeye bağlıdır. Hasta ve yakınları bu durumlarda gereksiz telaşa kapılmamalı ve ameliyatı gerçekleştiren hekime gitmelidir. Bunların dışında eve çıktıktan sonra hekiminizi aramanızı gerektirecek yakınmalar şöyle sıralanabilir:

  • 1. Ameliyat yerinden kanama
  • 2. Ameliyat yarasının altında ağrı, şişlik ve kızarıklık. Beraberinde ateşinizde yükselirse yaranın iltihaplanması söz konusudur.
  • 3. İki üç haftadan daha uzun süreli boğaz ağrısı ve yanmasının devam etmesi.
  • 4. Ayak ve el parmaklarında,dudak etrafında karıncalanma veya uyuşma hissedilmesi ya da kramp olması.
  • 5. Ses kısıklığının birkaç günden fazla devam etmesi.

Verilen bilgilerden de anlaşılacağı gibi oldukça önemli işlevleri yüklenmiş tiroidin çok çeşitli hastalıkları vardır. Ancak bunları büyük çoğunluğu tedavi edilebilmektedir. Bu nedenle tiroidi ile ilgili sorunu olduğunu düşünen birey, konunun uzmanına görünerek bu sorunu çözmek için ilk ve önemli adımını atmış olur.

Ameliyattan sonra ağız yoluyla tiroid hormonları verilmeli,İlk yıl 3 ayda bir,2. yıl 6 ayda bir, 3. yıldan itibaren yılda bir  kandaki tiroid hormon düzeyine bakılarak ilaç dozu ayarlanmalıdır.

© 2010 Tüm hakları saklıdır.

Ücretsiz web sitesi oluşturun!Webnode